elini tuttu onun.
tütsü kokuları, kırmızı uzun eteleri uçuşan kadın, dalgaların köpükleri, puantiyeli beyaz elbiseli kız , dalgaların ıslatmak üzere olduğu nemli açık kahve kumlar, hafif dekolteli kız, kumdan kalelere dönmüş sarı kızgın kumlar, hawai gömlekli jöleli çocuk, pembe petalleri uçuşan zakku,m keten gömlekli yaşlı dede ve t-shirtlü çocuk hepsi havada asılı kaldı.
sadece müzik çalmaya devam etti arka planda.
sen başıma gelen en az en çok hatalarım
aah sen
her şeye rağmen bana sevap günahlarım
sen geceler boyu buram buram yandığım
ah sen
kokuna hasret uykularla dalaştığım.
elini bıraktı
dalgalar nemli kumları sırıl sıklam yaptı. tütsü kokusu barbeküye karıştı. bir minik, kumdan kaleleri tekme atıp kahkalarla gülmeye başladı
bisikletler gelip geçti yanlarından geceleri parlasın diye renli farlarla süslenmiş tekerlekleriyle .
küçük çocuklar onlara müzikli kornolarından çaldı. abi öpcek misin onu dediler. kızın yaşlanmış gözlerini görmeden. çocuğun o son defa aşkım dediği gözleri görmeden, aşkım diyen gözlere takılarak
öpücek misin abi.
bakakaldı o.
kız ise hızlı hızlı her adımda daha fazla ikna olarak yürümeye başladı . ilk defa ona doğru değil ondan uzağa
her şeye rağmen
arkasında onu bıraktı
ya da
nı sandı.
kırık bir gülümsemeyle elveda dedi bir kez daha arkasına bakmadan ,bakıcağını bilerek.
2 Haziran 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder